10 Eylül 2008 Çarşamba

Keş ye,beğenmezsen taş ye



Gelen yorumlardan bir mutlu oldum ki sormayın gitsin.Bu gazla ben keş yeme rehberi yazarım,keş lokantası açarımmm yok açamam neticede kahvaltıda ve de makarnalarla yenir ,fazlasına soluğu yetmez garibimin.
Halisciğimin kulakları çınlasın Maho ve ben depremden ürküp Ankaraya taşındığımızda onunla kafa kafaya verip güzide memleketimin keşini tanıtsakta mı saklasak ...pardon yine karıştı aklım nasıl tanıtsak ta satsak diye düşünüp projeler üretiyorduk.
Halisim bak gördün mü elin adamı pardon kadını Ereğliden geldi keşimizi tanıttı,Mengenli Cemal usta Deryalı günlere getirip cümle artistlere yedirdi Yurdaer Kalaycı ağabey Mutfak sanat merkezinde yoldan geçeni çevirip yedirdi ....
bizim hemşeriler uyusun dursun
google ın bile haberi yok.
Keşten geçtim güzelim Esentepemizden,Kırklarımızdan Arkut dağı kayak tesislerimizden hiç sözeden yook.
şimdi buraya bir Arkut Dağı Kayak Merkezi enstantenesi atalım,sonra söz size tavada keş kavuracağım



Türklerin göçebelik devri malum ,at sırtında ;sürüler önde kadın çoluk çocuk arkada giderken yiyecek çeşidi kıt .
Et ,süt var,ot kök var bir de dağda kırda yabani meyveler böğürtlen ,çitlenbik,kuşburnu,alıç ahlat..
sütün içebildiğini iç kalanını koyacak şişe yok bidon icad edilmemiş
neyapsın atalarımız ;yoğurdu keşfetmişler.
Ama o da sulu ,
dök torbaya büz ağzını ,
as öküzün boynuzuna veya arabanın okuna hem gitsin hem süzülsün...

Bir gün eşyaların arasına düşen yogurt torbası uzunca bir süre unutulunca bir de bakmışlarki torbada ki yoğurtceğiz olmuş bir taş...
ağzına alsan dişin kırılacak
kafana vursan başın yarılacak kıvamda ...
gel görki ortada yiyecek başka bir şey yok mecburen kemirmeye başlamışlar...
hımmm tadı hiç fena değil,
ekşice,tuzluca bir tat,ekmeğin yanında ağıza yakışıyor,taşıması da kolay biz buna devam edelim demişler

Bizim çocukluğumuzda annelerimiz odunsobasıının üstüne uzattıkları teneke maşaya keşi koyup sıcak sobada kızartır,kızaran yüzünden yarım santim kalınlaşan bölümü keser yine maşaya koyup kızarmaya bırakırdı.
Biz o çıtırdak nefis keş dilimini ekmeğe katık ederek yerdik.
Sobalar, maşalar tarih olunca keşi tavaya koyduğumuz tereyağında minik parçalar halinde kavurup yemeğe devam ettik.
resim /www.yemektariflerikitabi.com dan alıntı

Gelelim medar-ı iftiharımız keşli makarnayı tarif etmeyeee
kesme ev makarnası haşlanıp servis tabağına alınınca rendelenmiş keş ve irice dövülmüş ceviz makarnaya serpilir
üzerine kızgın tereyağ gezdirilir.
hatta ceviz ,keş ve tereyağı birlikte kavrulup dökülürse daha da lezzetli olur.
Bayat ekmek tiridine ,kedibatmaza (yöreye özgü bir yemek)da aynı şekilde katılarak yenir...

Ne o hepsi bukadar mı dediniz?
Ne yapsın yani el kadar yoğurt ,bir tutam tuz ile yapılan keşceğizimizin gücü ancak bu kadarına yetiyor.

Bu yazımı Geredemizin bir özlü sözüyle bitirerek sahur için keşli makarna pişirmeye gidiyorum izninizle;
"keş ye,keş yemezsen taş yeee"

5 yorum:

Adsız dedi ki...

Yazıyı da öyle bir bağlamışsınız ki Nalan hocam. Keşli makarna afiyet olsun.

Cocukla Cocuk dedi ki...

Çok keyifli bir yazı olmuş Nalan abla, gözümüzün önündeki kıymetleri normal kabul ediyor değerini uzaklaşınca anlıyoruz valla. Size geldiğimizde keşli makarna isteriz artık.

Serpil dedi ki...

güzel bir yazı olmuş.benim hiç aklıma gelmemişti blogumda keşden bahsetmek halbuki çok severim keşi.uzun zamandır keş yemiyorum.şimdi keş olsa da yesem ne iyi olurdu

Adsız dedi ki...

bayramdan sonra 10 gün boyunca Gerede de panayır var.Hem keş satarlar,hem de keş yapmak için torba yoğurdu.gidip alayım.
bu kış herkese keş ikram edeyim.

Adsız dedi ki...

bayramdan sonra 10 gün boyunca Gerede de panayır var.Hem keş satarlar,hem de keş yapmak için torba yoğurdu.gidip alayım.
bu kış herkese keş ikram edeyim.