Eşim ve ben ilginç şeyleri hep sever ve sahip olmak isterdik.
Yıllar önce ülkemizde her istediğimiz şeye paramız hazır olsa bile hemen sahip olunamazdı.
Büyük şehirlerde doğup büyüyenler için bu cümle anlamsız gelebilir,
ben hem bir kasaba çocuğu hem de sonrasında bir jandarma eşi olarak bunu çok iyi bilirim.
Bu durum bizi istediklerimizi bulamıyorsak yaparız veya yaptırırıza götürdü. sizlerle de sıksık resimleri paylaştığımız için biliyorsunuz biz pekçok şeyi kendimiz yapar olduk.Bu karyola da onlara bir örnek.
Büyük kızımın bebek karyolası Bolu/Yeniçağda bir kamyon kasa atölyesinde babası tarafından yapılmıştı.
İkisini de büyüttükten sonra Midyatta başka bir bebeğe hediye edildi.
Çocukluk ve gençlik karyolasını oymalı başı dahil yine babası yaptı ,şimdi oğlu yatıyor burada yayımlamıştım.
Hatta evlenirken de babasına ben şimdiye kadr senin yaptığın karyolalarda uyudum yine öyle istiyorum deyince babası dayanamadı. Deriyle kapladığımız bazası ve başlığıyla şimdiki karyolasını da yaptı.
Sonra küçük kızım da neden kendisinin satın alınmış ranza da yattığını; babasının niçin ona karyola yapmadığını sorunca bu karyola çam tahtasından masif olarak yapıldı altı da sandıklı baza.
YIl 1992 artık istenen şeylere her yerde ulaşmak mümkündü ama o da babasının yapmasında israr edince
babası yaptı.
Ben de dekorasyon dergilerinde gördüklerimden esinlenerek boyadım.
Bu işlerle uğraşanlar bilir Ahşap boyama o yıllarda hem eğitim hem de malzeme bulma açısından hiç yaygın değildi. Bu konuda bilgi alabilmek için epeyce uğraştım ama ya bilen yoktu veya bilgiyi paylaşmadı o zamanlar hayatımızda henüz google amca da yoktu:))
Ben de iş başa düştü ,davran Nalan "muhtaç olduğun kudretdamarlarındaki asil kanda mevcuttur" diyerek deseni çizip resim ve tezhip te kullandığım boyalarla boyadım.
bu da ayak ucundaki panosu.
Düşünüyorum da şimdi bunu birine vermeye kalksak taşıma parasını ister.
Gider mağazadan alırım der.Ülke nereden nereye geldi.
Artık herkes istediği herşeye hemen ,hiç beklemeden ulaşabiliyor.
Bu çok güzel bir olay ama kolay elde edilenler de tatmin etmiyor,mutlu olunamıyor.
Mutluluklarla mahrumiyetler akraba mı acaba?
11 yorum:
ne kadar duygusal bir yazı olmuş, bu eşyaların değeri parayla biçilemez. Üzerindeki desenler de harika olmuş. Ne mutlu çocuklarınıza
nalan abla bu enfes birsey...
Eşinizizin ellerine sağlık harika olmuş. Çabuk elde edilen şeyler gerçekten çok çabuk bıkılıyor. Sevgiler
yazınızı zevkle okudum. üstteki konuda dahil. ne güzel şeyler yapmışsınız ve yapıyorsunuz.ne mutlu size eşinizlede çok uyumlusunuz bu konularda. bende evde bişeyler yapmaya çok meraklıyım ama eşimden en küçük bi destek yok bu konuda.üstelik kendisi mobilya filan satar.ama bir dolap düğmesini takmayı sevmez düştüğünde.evde kasalardan sandıklar,sehpalar uydurur bi müddet kullanırım. arkadaşlarım dalga geçer.mobilyacının zavallı karısı diye.
eşinizle uyumunuz ne kadar güzel.ikiniz de üretmeyi ve paylaşmayı seviyorsunuz.bana annemle babamı hatırlatıyorsunuz.onlar da eldeki eksiklikleri kendi elleriyle bişeyler yaparak tamamlama yoluna giderler.küçüklüğümde elbiselerimi ,eteklerimi annem dikerdi.bozulan kırılan eşyayı tamirciye götürdüğümüzü bilmem çünkü babam tamirci gibi her tür eşyayı onarırdı hala öyledir.
başlıktaki cümleye aynen katılıyorum.
ayy ne güzel yazmışsın. o karyolaya bayıldım, aman kimselere vermeyin, sıkılırsanız talibim sırtımda taşımaya razıyım. her ikinizinde ellerine sağlık.
Ne kadar güzel yapmışsınız ablacım.. Dediğin gibi çeşit çoğaldı ama mutluluk azaldı :/ Keşke eskisi gibi olsa, biz de o hazzı yaşasak.. Çok beğendim, çok güzel.. Ellerinize, emeğinize sağlık..
10 marifette gördüm, harika olmuş.
eşinizin ellerine sağlık.
Ablacım, süper bir anlatım, süper bir yatak ve süper bir görsellik. Eşinizin de sizinde ellerine sağlık. Çok güzel olmuş. Yazınız bana "geçmiş zaman olur ki"yi çağrıştırdı
ne kadar güzel....
Yaaa hayran kaldım Nalan ablaa berkbuketin dediği gibi bencede sakın kimselere vermeyinnn.. Elinize emeğinize yüreğinize sağlık..
Yorum Gönder