9 Ekim 2020 Cuma

Gluten Ve Şekersiz Pestil Yaptım

  




 Üç yıldan fazladır ,hayatımızdan ekmeği unu diğer tahılları çıkarmıştık.Şekeri terkedeli çay kahveden çıkaralı ise çok daha uzun onlarca yıl olmuştu.İçeceklerde şeker kullanmamak kolaydı,bal şeker marmelat pekmezi de zaten hane halkından seven isteyen yoktu.Fakat ekmek,un unlu mamulleri terk etmek çok zor bir karardı.

İki hafta önce Yenişehir Çarşamba Pazarında naşi armutu görmüş,bahçemizde yetişen daha ufak ve yeşil ,anneannemin Ankara Armudu dediği armutu hatırlamış iki kilo alıvermiştim. Oysa armut da kırk yılda bir ikram edenin hatırına yenirdi bizde Sanırım çocukluk anılarım bir şaka yapıyordu bana  .İki hafta konuk olduğu buzdolabında bekleyen canı sıkılmış armut hafiften bozulmaya başlıyordu bense onu çöpe atmaya yaradana , emek verene pazardan taşıyan kendime,taa Japonyadan gelerek bizle yaşamaya başlayan naşi arkadaşa böyle bir saygısızlığı yapamazdım. Acaba glutensiz şekersiz pestil yapılabilir mi?dedim internette aramaya başladım .


Pestil yapımı anlatan birçok yemek blogu,youtuber varmış ,okudum baktım çoğu benzer tariflerdi.kullanan bir ikisinde şeker bir ikisinde de hem şeker hem nişasta kullanılmadan yapılabileceği yazıyordu.Ben doğaçlama davranıp kendi tarifimi bulayım dedim .Armutlarımı dolaptan çıkarırken bizi de gör yaşlanıyoruz burda diye mor mor bakan kara incirler de elime takıldı, iki grubu ayrı ayrı yıkayıp kontrol ettim sağlam olmayanları ayırdım ,kalanları yıkadım armutların altına domatesleri kolay soymak için yaptığım gibi keskin bıçakla artı atıp tencereye eser miktarda su ile koyup hafif ateşte kapağını üstüne tunç havan kapatıp kendi suyu ile demlenmeye bıraktım . O arada bende incirleri soymadan yıkayıp kurulayp doğradım.

                        Niye  mi soymadım,o güzel rengine kıyamadım .onca güneşi içip ,içini besleyen o güzelim kabukta da bilmediğim faydalar olabilirdi.Pestisit ihtimaline karşı  eve getirdiğimde hipokloröz asit ile banyo ettirmiştim ya.Neyse armut kendi buharıyla pişti çıkarıp kevgire aldım,soğuyunca elimle bir güzel kevgirden geçridim,kabuklar,çekirdekler kaldı pişmiş armut suyu alta geçti tencereye tekrar girdi.Doğranmış kabuklu kara incirler-ki armut miktarının yarısı kadardı-ile buluştu. bir çay kaşığı hindistan cevizi yağı bir çubu tarçın bir kaç karanfil tanesi ile iki üç kaşık su da eklenip yeniden pişmeye bırakıldı. Bu kere devreye mutfağın modern aygıtı girip sıcak karışımı bıııızzzt edip homoien bir püre yaptı,seviyorum seni blender.Kevgirimden vazgeçmesem de seni de yabana atamam.

Şimdi beraberce sabahı bekliyoruz. Güneş doğarken siyah fırın tepsisine serdiğim yağlı kağıda incecik yayılacak ve Ekim güneşinden faydalanabildiği kadar kuruyabildiği kadar kuruyacak. Kuruyamazsa da fırına girip orada atacak terini ...
Bu kez şansımıza hava iki gün güneşli geçince 
                                            
altı folyolu fırın kağıdına yayılıp susamlanan ve ayçekirdeği ile çeşnilendirilen  pestil püresi iki günde kurudu.


kağıttan kaldırmadan katlayarak içe bölmek üzere işaretledim.


kesip üç büyük parçaya böldüm




tekrar 2,3 cm eninde şeritler kesip ,içlerine çiğ badem ve çiğ antepfıstığı  koyarak  biraz acemice de olsa lokmalık susamlı çekirdekli badem ve fıstıklı kahve yanı atıştırmalıklar hazırladım.

Bu kadar emeğe değdi mi derseniz  değdi diyeceğim,biçimi ben de beğenmedim ama nişastasız rafine şekersiz beslenenler için fazla olmamak kaydıyla tatlı isteklerini gidermede iyi olacaktır. gelecek yıl inşaallah damak tadıma göre ekşi meyvelerden bu sefer daha ustaca mayhoş pestiller yaparım dilkeğimle bana afiyyet ;okuyanlara ilham olsun .

Hiç yorum yok: