9 yıl evvel bugün bu saatlerde Adapazarındaki kardeşimin akibetini öğrenmek için kan ter içinde ağlayarak Hendekten Adapazarına doğru ağlayarak gidiyordum.
Yolun son 15 kilometresini adeta yürüyüş hızıyla katedebildik.hava korkunç sıcak,yollar ana-baba günü biz aç ve susuzduk,evimizden yola çıktığımız halde endişe ve panikten ne birşeyler yemeği ne de yanımıza su almayı akıl edebilmiştik.
Neyse ki ulaştığımızda bizimkileri SAĞ ve SAĞLAM bulmuştuk ama Adapazarı viran olmuştu...Sonra öğrendik ki bölge gayet geniş ve korkunç biçimde etkilenmiş dolayısıyla da tüm ülke yasa boğulmuştu.
9 yıldır bu konuda çok konuştum ama hiç yazmadım.Belli ki bu anıları gömmeye çalıştım.
BU GÜN NİYE YAZIYORUM
Çünkü:O günü ve sonrasındaki travmaları beraber atlattığımız Diş Hekim,Düş Hekimi,benim sevgili kardeşim,eşimin tatlı tatlı didiştiği kendisine hay Mahmudum hay seslenişiyle hitap eden sevgili dostu-kardeşi,kızlarımın Ergun abisi artık yok
İşte devamı, hikayesi
O gün akşama kadar yakınlarımızdan haber almaya uğraştık ve herkes çok şükür sağdı.
Akşam üstü annesi Sevim teyzem ve kızıyla Ergun geldi.Bahçe kapımızın önünde araba indiler sarılarak uzun uzun içimize akan gözyaşlarımızla ağlaştık.ortada ne gözyaşı ve ne de kelimeler görünmüyor,duyulmuyordu ama biz konuşuyorduk.
Öyle bir atmosferdi ki deprem sonrası;
herkes kendi derdine düşmüş ,evladının ,kardeşinin akrabasının...kimsenin kimseye ayıracak bir anlık düşünce kırıntısı yok!
Babamın memleketi olmasına rağmen son 7 yıdır ikamet ettiğimiz bu şehirde o an biz gibi Ergun ve ailesi de kendimiz yalnız ve yabancı hissediyorduk.
Biz , onu staj yapmak için seçtiği Midyat ta (Mardin) tanımıştık. Mezuniyeti sonrası yerleştiği Adapazarı ve Hendek'e biz ondan daha sonra yerleşmiştik, eski dostluğa kaldığımz yerden devam ediyorduk.
Depremin acılarını beraber atlatırken tekrar evlenişinin sevincini de paylaştıktan birkaç gün sonra 12 Kasım Düzce Bolu depremiyle tekrar sallandık ve evleri kesinlikle terkedip çadır ve barakalarda yaşamaya karar verdik, sonrasında biz bölgeyi terkettik.
Dostluğumuz ve acı tatlı paylaşımlarımız telefonlar ve karşılıklı geliş gidişlerle devam ederken Geçen hafta
onun beklenmedik vefatını öğrendik.Her ölüm erkendir,ama sizden genç olanların ölümü daha da beklenmedik geliyor ve daha çok yaralıyor insanı.
a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhzFJ0b_HekizU9ZDMPrU1xW3ZabKblWTTJnBPC9fqscTaM-QUHwa_VaRe1omvvfWAvdMDG1EJJa3co5D41JqUs0ckSArQGnUrO3reyT0y1XcRdGJ07qr7w9Kdg55rf0hHhMRpYuq2oXV0/s1600-h/gull_effect_dgl_iii.jpg"> Amatör bir fotoğraf sanatçısı olan Sevgili kardeşimiz ERGUN TERZİOĞLU nun fotoğraf arşivinden kendi çektiği bu fotoğrafla anıyoruz onu.
Gittiğin yerde de dostlarını güldürmeye devam et Ergun,kabrin nur mekanın cennet olsun
10 yorum:
Allah rahmet etsin.
Bir söz vardır: Ölüm Allahın emri ayrılık olmasa...
Bu dünyada hepimiz misafiriz hepimizin bir ayrılış günü var. O günü bilemiyoruz. Her an olabilir.
Sıra ile dünyayı terkediyoruz. Sevdiklerimizin bir kısmı bu dünyada kalırken bizden önce giden sevdiklerimiz orada bizi bekliyor, gidince onlara kavuşuyoruz.
Sadece mekan değişikliği yaşıyoruz aslında.
Tabi bir de hesaplar var.
Bu dünyadaki pek çok değerin orada hiçbir şekilde geçerli olmadığını göreceğiz.
İşin bu yönü o taraf için değil, dünya hayatı için acı ama gerçek.
Bu acı ise ancak orada anlaşılıyor. Allah peygamberleri ve kitaplarıyla bunları bize bildirmiştir.
Ölenlerimizin ardından hayır duası etmeliyiz haklarımızı helal etmeliyiz onları iyi biliyorsak o iyilikleri ile anmalıyız.
Ta ki bizim arkamızdan da bizim için aynı şeyleri yapanlar olsun.
Ölen kişi için Allahtan rahmet, siz sevenlerine de sabır dilerim.
Allah rahmet eylesin, nur içinde yatsın.Depremde hissettiklerinizi, endişenizi çok iyi anlıyorum Nalan Abla.Ben Bursa'daydım ama ailem İzmit'te idi.2gün hiç haber alamadım, gidemedimde.Sonunda onlar bana ulaştılar.Allah'tan herşey yolundaymış.O günleri bir daha yaşamamak dileği ile...
Mekanı cennet olsun.. :( söyleyecek söz yok maalesef..
Merhaba,
Allah rahmet Eylesin,
Ben de çok samimi arkadaşımı kaybettim o gün,
bir de depremden önceki çarşamba gecesi o yıkılan değirmenderedeki evinde ailecek kalmıştık
çok etkilendim
tüm göçenlerin Allah mekanını cennet eylesin
Bu anlattığınız olay aslında hepimizin acısı.Depremde herhangi bir yakınımı kaybetmedim ama içimiz aynı ölçüde yandı.O'nlar hepimizin yakını oldular.Allah tüm kaybettiklerimize cennet kapılarını açsın..
Allah rahmet eylesin. Hepimizin gideceği yer orası. Önemli olansa dünya hayatının ahiretin sermayesi olduğunu unutmadan yaşayabilmek. Burda ne ekersen, orda onu biçersin. Sevgiler..
Allah gani gani rahmet eylesin...
çok güzel bir yazı yamışsınız...
bunun üzerine ne denir ki?
Allah bunuları aratacak acılar ve üzüntüler vermesin..
saygılar...
Allah Rahmet Eylesin. Nalan Abla sizlere de sabır versin. Depremde yaşadıklarınız, haber alamamak çokkötü. Adana depreminde de ben Ankara yolundaydım, Tv den geçen "adana yerle bir" haberiyle öğrenmiştim. Çok şükür izmit kadar büyük değildi ve bizden kimseyi kaybetmemiştik.
nalan ablacım, ölüm istenmiyor ama dünyanın gerçeğide bu malesef. mekanı cennet olsun. geride kalanlara da allah sabırlar versin. sevgiler
Inna lillahi ve Inna İleyhi raciun
(Allahtan geldik Allaha donecegiz)
Mevlam rahmet eyleye.
Yorum Gönder