Akşamdan beri tv başında allak bullak oturdum.
Kaç evde acılar tazelendi,fidanların acı haberini aldıkları anlar tazelendi,ciğerler bir daha tutuştu çok şeyler düşündüm,ağladım.yazmak istedim yazamadım.Sabahı bekleyip tepkileri okumaya karar verdim.
Okudum
"Karayoluyla Diyarbakır’a giden PKK heyeti, oradan, havayoluyla Ankara’ya geçti. Ancak, bu seyahat için, başbakanlığa yeni alınan 18 koltuklu DAP uçağının tahsis edilmesi, krize sebep oldu. PKK’lıların “Sıkış tepiş olacağını bilseydik, gelmezdik” diye yakınması üzerine, derhal 40 koltuklu Ana uçağı tahsis edildi. Bu bekleme sırasında VIP’te yürekleri ağızlara getiren bir sabotaj girişimi yaşandı ve “Türk” kahvesi ikram edildi... Irkçı muameleye maruz kaldıklarını söyleyen PKK’lılar, “Kalkın, dönüyoruz Kandil’e” dedi. Allah’tan Sırrı Sakık devreye girdi, “Espresso olmadığında ben bile Türk kahvesi içiyorum” diyerek, tatsızlığın büyümesini önledi. Faşist garson gözaltına alındı."diyordu Yılmaz ÖZDİL
Yazarlardan eve dönüş analizleri olarak yazılan sayfaların hepsini okumadan yazmaya geldim şimdi diğerlerini okumak için geri dönüyor yorumu da size bırakıyorum.Ne dersiniz TÜRK AÇILIMI isteme zamanı geldi mi?
10 yorum:
''Yüz verdim kediye, geldi ...tı halıya'' diye bir söz vardır.Aynen öyle açılıyoruz.Ne bâsiretsiz ellere kaldık yâ rabbim.
Nedret abla çok güzel bir söz kullanmış. Kesinlikle durum bu. Kendi memleketimizde aşağılanıyor, hakarete uğruyor ve azınlık muamelesi görüyoruz. Ne yapmalıyız artık onu da bilemiyorum. Gidip biz de mi dağa çıkalım... Yoksa kendimizi bir yerlere bağlayıp eylem mi yapalım. Demokrasi fazla geliyor bunlara...
Yılmaz Özdil'in bugünkü yazısında yaptığı ironi hakikaten yavaş yavaş gerçeğe dönüyor. Kendi vatanımızda, kendimizi azınlık gibi hissediyoruz. Bu ne yüzsüzlüktür anlayamıyorum.
Evet artık bu duruma geldik. Türk açılımı isteyeceğiz sanırım bu gidişle. Gebersinler, kökleri kurusun, barışmış, anlaşmaymış, kardeşlikmiş, bu lafları ağzından düşürmeyip kendi evlatlarını dağa çıkarıp kan döktüren caniler. Bir de iki laflarından biri Allah bunların. O kanlı ağızlarına Allah'ın adını almaya utanmayan reziller.
Verdiğim linkteki diğer yazılara baktınız mı?
Yazık bize ama galiba bunlar nasırımıza basa basa uyandıracaklar bizi .Kendimizi sorgulatarak kendimize dönmemizi,özümüzü görmemizi ve cevherimizi farkedip küllerimizi üfleyip korumuzu canlandırmamızı sağlatacaklar inşaallah.
Bunca kahırdan bu kadar bir lûtuf elde edebilsek bari...
Âzeriler de halının öbür köşesini koklamaya başladılar.Hafifçe kucaklayıp kapının dışına koymak gerek.
sabah okuyunca yılmaz özdili kötü oldum ben de
türk açılımı yapma zamanı geldi sanırım
Bir tek şehidimizi de toprak altından çıkarıp can versinler anasına babasına sevdiğine döndürsünler ben bu açılımı kabul edeyim...
Yoksa yok ben bu açılıma karşıyım.
<:(
Yahu ne diyorsunus siz? Bu adam şehitlere kelle dediği halde hala seçildiyse bu olanlar az bile!!!
Daha bu neki? Sindire sindire sindirileceğiz! Allah yolunda oy verenler hani neredesiniz? Şehitlik mertebesine ulaşmışların Allah katındaki hakkını neden arayıp savunmuyorsunuz??
İçim sızım sızım gözlerim dolu dolu... Bu gün heykeltraş Derviş Özer'in yaptığı Şehitler anıtı açıldı, bir yandan seyrettim bir yandan ağladım... Kurumuş bir sedir ağacında binlerce künye binlerce yiğit gençecik fidanlar binlerce şehit...Durdum ve düşündüm bu bir orman olmalı bir sedir ormanı olmalı; ki anlaşılabilsin yaşadıklarımız ... şehitlerimiz yaramızın sadece bir yüzü... Gazilerimiz var, yetimlerimiz var, dullarımız var, gözü yaşlı analarımız var, eli bağrında babalarımız var,haince kurşunlanan minicik bebelerimiz var,karnında bebeği ile öldürülen analarımız var,görevi başında öldürülen öğretmenlerimiz var, taranan köylerimiz var,bombalanan kentlerimiz.. hayatlarını kaybeden insanlarımız var,sönen nice ocaklarımız var,yokedilen geleceğimiz var.. hangi hafıza sünger çekebilir bunlara, bu savaş değil ki sulh yapasın barış yapasın...bu terör... Bunun affı olabilir mi??Açılım dedikleri ne ola?
Yorum Gönder