19 Şubat 2009 Perşembe

ANASINA DA ÖĞRETMİŞ



Bu sabah inter dostlarımdan Yelda dünkü keçe ustasının blogunu tanıttığım yazımla ilgili bir soru sormuş ve bir yün resmi göndererek fikrimi almak istemişti.
Ben de kendisine bu işin nasıl yapıldığını görmedim ama teorik olarak biraz bilgim var dedim .
Sonra da hiç birşey bilmeden bilirmiş gibi ahkâm kesenleri görünce hatırlayıp anlattığım bu fıkrayı yazdım.
Mailimi okuyunca dur bunu blogda da yazayım diyerek buraya aktardım.
Fıkradaki çırak ve annesini hayal ettiğimde gözümün önüne Namık ve annesi geldi.
ANASINA DA ÖĞRETMİŞ
Dul kadının boşgezen oğluna acıyan keçe külah ustası komşu;
-hatun oğlun boş gezeceğine gelsin ona sanat öğreteyim der.
Kadın sevinir oğlunu zorla ertesi günü keçeciye yollar.
Oğlan akşama kadar çalışır annesi oğlum sanat öğrenecek diye sevinir.
Ertesi gün annesi erkenden oğluna ;
- Kalk yavrum işe git ,sanat öğren der.
Oğul
-Yok gitmiycem ben öğreneceğimi öğrendim tepersin keçe olur,sivriltirsin külah olur der.
Hatun sevinir,bir günde sanat sahibi olan oğluyla gururlanır.
Ertesi gün kapı çalınır keçekülahçı kapıda;
-Hatun,benim çırak hastalandı galiba işe gelmedi bakmaya geldim der,
-Yok hasta değil aslanım ,keçe külah yapmayı öğrenmiş artık
gelmeyecek der.
Usta şaşırır ,
-aaa bir günde sanat öğrenilir mi?
-Öğrenilir ,öğrenilir der hatun
- Öğrenmeyecek ne var ki tepersin keçe olur,sivriltirsin külah olur deyince
Usta ellerini açıp gökyüzüne bakar
-Vay be der
-ÖĞRENMİŞ ÖĞRENMİŞ TE ANASINA DA ÖĞRETMİŞ.

11 yorum:

Yelda dedi ki...

Nalan ablacım
Ispanak namık çokuymuş mu hikayeye
Onları gözümde canlandırıncada çok güldüm
Teşekkürler

Adsız dedi ki...

bu çok bilmişlerden maalesef etrafımızda bol miktarda var:)gülelim mi ağlayalım mı bilemiyorum.sevgiler...
buarada güzel sözleriniz için çooook teşekkür ederim:)

Ayca Karaoglan dedi ki...

nalan ablacım, yelda'nın da yorumuyla ıspanak namık geldi gözümün önüne. sen çok yaşa :)

BONCUK HANIM dedi ki...

Hikaye güzelmiş.Eeee ne demişler? Hiç bilmeyenden değil az bilenden korkacaksın.

Moonish (moonsun) dedi ki...

Nalan ablacim harika bir fikraymis bu :)) Bayildim :))

3prenses dedi ki...

çok güzel bir hikayeymiş.teşekkürler.

beyaz mendil dedi ki...

Çok güldüm walla,Allah'da sizi güldürsün.

embir dedi ki...

ahh ya aslında fıkradan edineceğimiz çok şey var. Grafiker bir arkadaşım var. İnanılmaz güzel çizimleri vardır. Tübitakın çocuk hikaye kitaplarının bir kısmını o resmetmektedir. Neyse bir sohbetimizde renkleri daha yeni yeni tanımaya başladığını söylemişti. Keşke bu fıkrayı bilseydim de ona anlatsaydım :))

nalan dedi ki...

Çok fıkra okudum ,duydum ,güldüm ,unuttum.
Bu fıkrayı hatırlatan olayları sandığımızdan çok yaşarız. O yüzden taaa 1985 yılında Fethiye Günlük Kampında çadır komşumuzdan dinlediğim bu fıkrayı unutmadım.
Yurdum insanı sık hatırlattı bana .Bu kez de ben Yeldaya ahkâm keserken kendime hatırlattım:)))
Bugün keçe ustası ;blogunda keçe nasıl yapılır diyerek tatlı tatlı anlatırken ironisini de ihmal etmemiş.
Laf aramızda ben bu blogu yakın takibe aldım.Hem işleri hem de anlatımı övgüye değer.

Cocukla Cocuk dedi ki...

Kulağımıza küpe olsun, çok sevdim fıkrayı. Bilip bilmeden ahkam kesenlere çok sinir olurum ben de

Adsız dedi ki...

ha ha sen çok yaşa Nalancığım
vallahi iyi geldi bu fıkra
Çok teşekkürler