19 Aralık 2012 Çarşamba

Şu Pinyataya da Türkçe bir ad bulsak ya...


Ertuğrul 24 Aralıkta 5yaşını bitirecek.
Doğum gününü okulda arkadaşları ile kutlamak istediği için annesi pastasını hazırlamaya karar verdi. Bana da pinyata yapmam için rica etti. Ben   pinyatayı  okuduğum kitaplardan birinden hatırlıyor gibiyim diyerek düşündüm kapıya asılan içi oyuk bir alçı maket olduğunu ,sopayla kırıldığını  içinden bir şeyler döküldüğünü filan hatırladımsa da çok da     ayrıntılı bir bilgi kalmamış aklımda.
 Google ne güne duruyor dedim,sordum. Oradan da sadece çocukların doğum günlerinde kullanılan ;doğum gününü kutlayan veledin  sopayla vurup kırdığında içine doldurulan şeker vb gibi eğlenceliklerin döküleceği bir nesne  olduğu bilgisine ulaştım. Benim araştırmak istediğim kaynağı neresi,kimlerin adeti gibi sorularım  havada asılı kaldı.

Asılı kaldı demişken bu pinyata denen şeyi asmak da gerektiğinden  düzeneğe askı,ip de ilave edilmeliydi...Amaaan  yine lafı uzatıp konuyu ekşitmeye başladım sadede geleyim.
Ahan da PİNYATA bu


Kızımın önerdiği modeller içinden  oğlumuzun son gözdesi Angry Birdslerden birini seçtim.
Zaten yapımını güzelce tarif eden "anne bunu yaptı blogspot.com" sağolsun  onun yaptığına bakıverdim .
 Bir çay bardağı una iki  misli su ekleyip karıştırırken balonu da şişirmesi için dedeye verdim .
Eeee o da çalışsın dii mi ama.

Gazeteleri parçalayıp unlu yapıştırıcıya  batırıp batırıp balonu kapladım.


Balonun yeni giysisi kururken ben de asabi kuşumun gözlerini ,kaşlarını kağıttan,gagasını keçeden yaptım.
Kuruyunca bir kat daha yapıştırıp yeniden kuruttum boyayıp düzenlemeyi düşünüyordum ama gazete kolaı zayıfp göründü gözüme .Beslemeye mecbur kaldım.
Gördüğümü uygulayıp krepon kağıdı püsküllerle kuşumuzu tüyledim.
Kuşun içini doldurmak ve sonra da askısını takmak için  için açık bıraktığım kısmına siyah keçeden bir  şapka/kapak , kamuflajı için büzgülü kağıt kapak yapıp montajladım kapıya asıp gece gece resim çektim.
Resim düzenleme konusundaki engin becerimle ne kaa uğraşsam da tepesindeki kara perçemi    net göstermeyi başaramadım. Daha güzel fotolarını doğum günü partisinde çekersek paylaşırım .
Benden bu kadar:))

Sabah,yazımı okuyup  yorumu ile katkı yapan sevgili Ahestebeste'nin verdiği link ile ilave yaptım


Piñata
Vikipedi, özgür ansiklopedi

    Piñata (Pinyata olarak okunur); karton veya kil konteynırların içinin şeker, sakız gibi tatlı yiyeceklerle veya oyuncaklarla doldurulan, kuş ya da başka bir hayvana benzetilebilen Meksika kültürüne ait bir kukla-oyuncaktır. Meksika'da genellikle Noel, Paskalya ve doğum günü kutlamaları gibi özel günlerde oynanır. Yüksek bir yere asılan piñata, her yıl aralık ayının 18 ile 24'ünün gecesi arasında yapılan şenliklerde oynanır. Piñata'nın yerini bilmeyen bir çocuğun gözleri bağlanır. Çocuklar, kendi çevrelerinde 3 kez döndükten sonra ellerindeki sopaların da yardımıyla sallandırılan piñatayı bulmaya çalışırlar. Piñatayı bulan, sopayla vurarak onu aşağı düşürür. Ayrıca; ABD'nin güney kesimlerinde, İngiltere'de ve Hindistan'da da oynanmaktadır.

Şarkısı
 Vur ona, vur ona, vur ona
 Amacını sakın kaybetme
Çünkü; eğer kaybedersen (amacını)
Yolunu kaybedersin
Haydi, bir kez daha vur
Haydi, iki kez daha vur
Haydi, üç kez daha vur
 Ve, zamanın bitti!

14 yorum:

Adsız dedi ki...

'Şekerli Kukla' ya da 'Şekerci Kukla' nasıl? :)

Adsız dedi ki...

Nalancığım, eksik yorumuma kaldığım yerden devam ediyorum, sorularının cevabı belki de buradadır:
http://tr.wikipedia.org/wiki/Pi%C3%B1ata

Nice güzel yaşlar yaşasın Ertuğrul Beyimiz, güzel hayatı olsun inşallah.

Gülen Tezer dedi ki...

Pinyataya Türkçe isim buldum:
''Elindeki sopayla gözleri bağlıyken hırsla savurduğu acımasız darbeyi oyuncağın kafası yerine özellikle haya bölgesine alma oyunu''
youtune'a bir bak ablacım Allah aşkına. O sopayı içi şeker dolu şeye vurabilen var mı :D Ha şeker dolu şeye isabet ettirenleri youtube'a neden koysunlar, o da ayrı.
Ertuğrul'um canım benim iyi ki doğmuşsun ağır abim benim. Öpüyorum hepinizi canlarım benim..

NarÇelen dedi ki...

amanınnn insan patlatmaya kıyamaz ki bunu..

Gülden YAPAR dedi ki...

Asabi kuş tam olmuş,ellerine sağlık.Nice yılları olsun güzel yavrumuzun Nalan'cığım:)

nalan dedi ki...

Zerrinciğim,sağol linke gidip bilgileri ekledim.
yarın İstanbula gidince iyi dileklerini iletirim inşaallah.

nalan dedi ki...

Gülenim Türkçeleştirme işini öyle az ve öz yapmışsın ki gözlerim yaşardı.Ayrıca pinyataya model olarak kimi önereceğin konusunda da tahminlerim var:))

nalan dedi ki...

narçelen,haklısın valla ben de kıyamam derim ama Ert.ne düşünür bilemeyeceğim:))

nalan dedi ki...

Güldenciğim,sevimsiz ve ASABİLİĞİ İYİ YANSIDI BENCE DE.
gÖRÜŞMEK DİLEĞİYLE GELİYORUM.

fiamma dedi ki...

Vur-Vur Şeker:)) Badenin yaşgününde bizim bile vurasımız vardı gerçekten de hiç kolay değildi üstelik onu parçalayabilmek:) Ama Şekerci Kukla güzel gider ad olarak, biraz ip uzun tutun yukarı yukarı vurmasın çocuklar gözlemledim de o enerjiyle sopayı savururlarken kendilerine de zarar verebilirler. Hele bazı çocuklar vardı ki yaşca büyük bizi bayağı kotkuttular, sonuç olarak pek sevemedim ben bu şeyi. Şöyle halkalı bişi yapılsa halkayı atan şeker kazansa mı acaba...

nalan dedi ki...

fiammacığım keşke daha önce yazsaydın da haberim olsaydı:)

fimofimo dedi ki...

vur kır şeker kutusu derdim ben,2000-2002 arası Amerika'daydım,orada her doğumgününde gördüm ama 10 sene olmuş adını hatırlayamadım,demek ki yaşlandım.

Gülen Tezer dedi ki...

he rte heeee huniliyim beng :D

nalan dedi ki...

fimofimo,teşekkür ederim,bu ad da güzel.