18 Mart 2013 Pazartesi

Nalan'ın İstanbul Seyahatnamesi 2 Fiammayla Buluşma


İstanbula Çarşamba akşamı geldim. Cuma günü  Umay bizi arabasıyla Cuma pazarına götürdü.
Ertuğrul,Elgiz, Umay ,ben pazarda bir tur attık Füsun da pazara intikal edince  beşi biryerde olarak Cuma pazarını şenlendirdik.
Çocuklara oyuncak,anneanneye polar,babaya çorap vb derken akşam üstü Füsunu da alarak eve döndük. Akşam Füsunun kızı Nergiz teyzemiz geldi. Hep beraber çok eğlendik. Biz yorulmuştuk ama Ertuğrul ve Elgizin keyfi yerindeydi.
Pazartesi önceki yazımdaki gibi Semyıl,Esinsel ve Nazesen ile Nazım Hikmette buluştuk.
Salı günü biz yine pazardaydık.Bu sefer Öğretmen Okulundan ve Ankaradan arkadaşım Naciye (Şimdi İstanbulda oturuyor)bize eşlik etti. hem dolaştık  hem hasret giderdik.Akşam evlere dağıldık. Ertuğrul bu sefer çok yoruldu bir daha anneannesinin pazarına gelmemeye karar verdi:

Çarşamba günü hava su koyverdi yağmur,soğuk gelecek demişlerdi geldi.
Ama biz Fiamma ile evin önü mü Eminönü mü derken Eminönü'nde buluşmaya karar vermiştik ve yağmur soğuk vız gelir dedik buluştuk.
"Hamdi"nin orda randevulaşmıştık.Bir ufak mola verip hasret giderdik sonra havaya da güvenmeyerek önce alışveriş deyip bana model olacak yeni doğmuş bebek görünümlü oyuncak bebek aramaya çıktık.
Bulduk,küçük dedik,bulduk zenciydi ,olmaz dedik beğenmedik.Orası burası derken bir yandan konuşa gülüşe sora sora bu arastaya benzeyen üstü açık pasajda istediğim boyutta bebek bulduk. Bu sefer de dükkan sahibi yemeğe gitmiş. onu beklerken iskemleler bulup oturduk sigara molası verdik.
Bebeğimi alıp tekrar tura devam ettik.Makasçı mı dersin,aradık en kralını bulduk.Dantel mi istersin al sana beş on dükkan. Gözün doymadı mı Nalan hadiii devam o zaman...
Fiamma zorla yemek molası verdirmese ben bir tur daha atardım ya:)))
Yine Hamdi'ye Hava bizi seviyor müsade ediyordu. Yemeğimizi kahvemizi sigaralarımızı açık havada sohbet eşliğinde halledip projelerim için sonradan aklımıza gelen malzemeler için bir daha döndük çarşıya.
Zaman yine su gibi aktı akşam oluverdi çok gezdik,çok konuştuk ama ne dolaşılacaklar ne konuşulacaklar bitmemişti. Kış gündüzü kısa.İstemeyerek ayrıldık.
Bu arada sadece bir poz çekebildiğimizi farkettim. Zaten hava   bozuktu,kameraman da izinliydi Eminönünde herkes koştururken dur arkadaş bizim resmimizi çek demek de pek aklımıza gelmedi.
Velhasıl işte böyle...


Hiç yorum yok: