18 Mart 2013 Pazartesi

Nalan'ın İstanbul Seyahatnamesi 1

Geçen bahardan beri İstanbul'a gidememiştim.  Son üç aydır da bu gün yarın derken kısmet olmamıştı. Nihayet şeytanın bacağını kırıp İstanbula gidebildim. Ertuğrul-Elgiz,kızım damadım yeğenlerim,arkadaşlarım,   dostlarımla buluştum. Döneli de uzun zaman oldu .Ben ancak yazmaya başlayabildim.
Pazartesi günü Kadıköy Nazım Hikmet Kültür Merkezinde Gülden,Sema,Esra ile buluştuk. Füsun da Bozüyükten gelip bize katıldı.Soğuk olsa da güneşli bir güne beraber başladık

 Önce bahçede  epeyce oturup çaylarımızı içtik.Sohbet ettik , tostlarımızı yedik yine sohbet ettik.Anlatacak çok şey birikmişti

Gülden'in boncuk işlerini bu kez yakından gördük.Zımparanın  üstüne yapıştırmasının ne kadar yaratıcı olduğunu bir kez daha belirttik:))Hepsi birbirinden ve fotolarından çok güzeldi.
Ama zımparalar açık havada camın üstünde pek belli olmamış.





Üşüdük içeri girdik.Sohbete devam ettik ,
Kahvelerimizi söyledik.
Kahvelerimizi içerken  neler yaptık anlattık  derken neler yaptıkla kalmayalım  bakalım önümüzdeki günlerde neler olacak dedik.
 Esraya fincanlarımızı okuması için rica ettik.
Sağolsun kırmadı. Bize güzel şeyler söyledi. İnşaallah olur dedik neşelendik.




Esra erken ayrılmak zorunda kaldı ;onu geçirirken bu sefer camlı bölmenin daha ferah olduğunu farkedip orada takıldık.

Füsun gelirken aldığı siyah beyaz çizgili tüniği gösterdi.Ben hemen deneme sürüşü yapıp gidim. Pek beğendim giderken bana da alalım dedim.Ama füsun razı olmadı:))

 Birlikte gittiğimiz Cuma pazarından beraber aldığımız kumaşı hatırlatıp  aynısı olduğunu söyleyerek ondan dik dedi.
Haydiii hemen tüniği masya yaydık. Elimizdeki poşetlerin kağıt gibi kullanıp tüniğin kalıbını çıkardık. Bir yandan da etraftakilerin bizim hakkımızda ne düşünebileceğini konuşarak gülüyorduk. O arada fotoğraf çekmeyi unutmuşuz.
Haydi kağıt yerine poşet kullandınız,kalem çantanızda vardı,makası nerden buldunuz derseniz:)))
Tedbirli hatun Füsunun çantasında makas,benimkinde de mezura vardı.
Ne alem kadınlarız. Eminim Sema ve Güldenin çantalarını da yoklasak birkaç alet edevat da bulurduk:)))
Derken Füsunun telefonu çaldı,
Bir torunu olacağının  müjdesini aldık.hepimiz sevindik,kutladık hemen Esrayı arayıp
o daha evine varmadan fincandaki gözaydınlı telefonun geldiğini müjdeledik.
Ardından bu güzel haberi Tatlılarımızı yiyerek  kayda geçirdik.
Ama ne yazık ki o fotolar,ki  garsona rica edip çektiğimizden eminim  :(  yoklar. Muhtemelen  evde bir kazaya uğradı.

Kameramanımız izinli olduğundan:)) dörtlüyü üçer üçer  çekebildik Sema,Nalan ,Füsun.



                                                           Nalan, Gülden, Sema.

                                                                Gülden ,Sema ,Füsun.

Günü güzel geçirmiş ve hasret gidermiştik ama ayrılırken yine üzüldük,kimbilir ne zaman tekrarlayabilecektik.

Bol gezmeli,görüşmeli,az fotoluseyahatnamem devam edecek .

7 yorum:

Gülden YAPAR dedi ki...

Canımmmm.ne kadar güzel bir gündü:)

Nilgün Komar dedi ki...

bir sonraki gelişinde görüşelim ablam ya hiç kısmet olmadı!

nalan dedi ki...

Evet Güldenciğim çok güzeldi:))

nalan dedi ki...

Tabii inşallah görüşelim Nilgüncüğüm,memnun olurum. sen ne taraftasın?

icimdeki yolculuk dedi ki...

oh sefan olsun ablacım.

Nilgün Komar dedi ki...

ben kadıköy tarafındayım

MAVİANNE dedi ki...

ohhh ne kadar güzel olmuş dostlarla sohbet
istanbul
aüpermiş